1995 in Anisi
 
  1995 Anısı
 Sene 1995, mevsim kıştı.Türkiyede izinde idim. Önceden sürekli gitmiş olduğum şehiri merak ediyordum, dedim gidip bir görüp gezeyem dedim.

 Ve şehire gittim. Vakit gelmişti öğle namazını büyük camiide kıldıktan sonra çarşıya indim. Çünkü uzun zamandır o şehire gitmemiştim. Zamanımda vardı kendi kendime dedim hemi çarşıyı iyi bir geziyim. Bu arada çok eski bir arkadaşım vardı maksatım onuda ziyaret etmekti. Yanlız arakdaşımın açık adresesi yoktu, sade kaldığı semti öğrendim.Birde Calisdigi isyerini biliyordum Dedim nasıl olsa birilerine sorar bulurum dedim. Ve çarşıda dolaşmaya başladım. Dolaşırken orta yaşlı saçı sakalı bir birine karışmış üstü başı perişan birisiyle kaldırımda tesadüfen çarpıştık. Kusura kalmayın özür dilerim kardeş dedim. Adam hiç duymadı. Adam öyle dalmıştiki kendinde bile degildi. Allah bilir ne derdi vardı. Çarpıştığımızı farkına bile varmadı. Hiç birşey olmamış gibi ağır ağır adımlarla yürüyordu. Sırtında birde ip vardı. Adamın bu hali dikkatimi çekti. Zamanımda olduğundan dolayı adamın arkasından ipiyice seyrettim o esnada bir El Arkamdan yitergibi bana yürü ne duruyorsun der gibi oldu. Orda ürperdim. Daha çok merkalandım. Adamın peşine takıldım. Adam gece kondu mahallesine doğru yürüdü. O önde ben arkada ipiyice bir yürüdük. Bir gece kondunun önünde vardı durdu, bende geriden seyrediyordum. Biraz bekledidkten sonra geri döndü. 50-100 metre yürüdükten sonra tekrar döndü aynı gece kondunun önüne geldi bu sefer biraz bekledikten sonra kafasını sağ sola salladı Allahim Dergibi ellerini kaldirdi basina koydu sanki saclarini yoluyorgibi ordan hızlı adımlarla ger döndü, tekrar yürüdü. Meraklandım gece kondunun yanına bende vardım, istemeyerekte olsa kulak misafiri oldum içerden ağlıyan çocuk sesi geliyordu, anne anne babam nereye gitti, ilaçlarımı ne zaman alacak, babam geri gelecekmi diye soruyordu. Belliydiki çocuk hastayidi fedakar anne çocuğunu teselli ediyordu. Bekle oğlum baban çarşıya para kazanmaya gitti. Akşam gelirken ilaçlarını alıp gelecek diyordu. Çocuk annesine yine soruyordu, anne babam para kazanınca bana elma portakalda alacakmı diye soruyordu. Çocuğun o soruları yüreğimi parçaladı. Anladimki o gece kondu o adamın eviymiş. Işsiz baba ailesini hamballık yaparak geçindiriyormuş. Mevsim kış olduğu için fazla iş olmadığından dolayı baba sıkıntıya girmiş. Evinin önüne varıp. Içeri girmediğinin sebebi hasta çocuğunun annesine sorduğu soruları duyduğu için eli boş eve giremiyormuş. Onun için ızdırabından hızlıca dönüp gidermiş. Kolaymı baba yüreği dayanabilirmi. Hangi baba olsa aynısını yapmazdi Olayı öğrendikten sonra o şehir başıma döndü. Içimden ağlamak geldi, ağliyamadım. Şehire giderkende çarşıda karnımıda güzel bir doyururum diye düşünmüştüm. Bu olaydan sonra herşeyi unuttum ve kendi kendime ne oluyor diye sordum ve bende o esnada dalmışım. O garıp babanın durumunu öğrendikten sonra kendimi toparladım. Yarabbi benimi imtihan ediyorsun yoksa o adamımı imtihan ediyorsun dedim belkide ikimizide imtihan ediyordu, yoksa bir tesadüfmüydü. Bence değildi. Adama birşeyler vermek istedim, ama nasıl. Bir bahane lazımdı, hemen adamın arkasından koştum adamın yanına varınca af edersiniz bana yardımcı olurmusunuz. Buralar çok değişmiş terminali bilmiyorum beni terminala götürürmüsün şu çantamıda taşırsanız ücretinizi veririm dedim.Adam bir Cantiya bakdi bir bana bakdi inanmadi Cünkü Çanta çok ufaktı. Adama dedim arkadaş çanta çok ufak ama ben yoruldum bunları söyledikten sonra adam tepeden tırnağa beni bir süzdü. Zavallının ümütleri sönmüştü ve gözlerime bakıyordu inanamıyordu beyefendi cittiyim dedim.Adam Çantayı elimden aldı gel peşimden dedi yürüdü. Çanta gerçekten çok ufaktı, yani bir el çantasıydı. Adam önde ben arkada yürüdük yürürken Adam Bana soruyordu yabancimisiniz evet dedim buruya gelisinizin sebebini sora bilirmiyim dedi bende birarkadas ziyareti icin geldim dedim böyle sohbet ederek terminale dogru gidiyoruz ama o çocuğun ağıdı kulağımda çınlıyordu. Bu arada ben kendimi hazırladım terminale varınca çantayı elime uzattı. Adamın ücretini avucuna tutuşturdum. Ordan hızlı adımlarla yürüdüm. Beş on adım attıktan sonra adam arkamdan beyefendi beyefendi diye seslenmeye başladı. Dönüp arkama bakmadım biliyordum çantayı getiren adamın sesiydi niçin çağırdığınıda anlamıştım fazla ücret verdiniz diyecekti zaten maksatımda oyudu ya. Dönemezdim çünkü bende ağlamıştım beni öyle görmesini istemedim. Durumunu farkına vardığımı anlamasın diye ordan hemen uzaklaştım. Bu olaydan sonra gezip tozmayı arkadaş ziyaretini hepsini unuttum. Ayni gün köyüme dönüp geldim. Bu olayın şokunu tam altı ay üzerimden atamadım. Adamı hala o kıyafetle dolaşıyor sanıyorum bu yapmış olduğum hareketle adamı memnun edebildimmi aceba Allah bilir!! 
Saygılarımla…  

 

Adem Polat

22.12.1995

►1995 Anısı

DERTLER VE ACILAR INSANLARDA SIR GIBI SAKLI OLUR DESMEYINCE ANLIYAMASIN

 
 

Ana Sayfa

Ziyaretci Defteri iletisim ^Yukari Cik