5 Saat icerisinde ihtiyarlayan delkanlinin Hikayesi
 
5 SAAT IÇERISINDE IHTIYARLIYAN DELIKANLININ HIKAYESI
Hikaye dedinizde bende bu bir gerçeği hikaye olarak anlatıyım. 
Bir varmış bir yokmuş evel zaman içinde kalbur saman içinde develer dellal iken tosbağlar berber iken takriben bundan 50-60 sene önce Yusuf ile Hasan isminde civan gibi iki delikanlı varmış. Bu iki delikanlı çalışmak üzere Istanbula gelirler ve fazla geçmeden bir ekmek abrikasında iş bulurlar. Çalışmaya başlarlar, bu esnada evlenirler Istanbula yerleşirler, bir iki çocukları olur mutlu bir hayat sürmeye başlarlar.

 

 Yusuf ile Hasan çokmu çok samimi arkadaşlar tabiki işyerinde vardiyeli çalışırlar yani Yusuf gündüz çalışır, Hasan ise gece çalşır Yusufda eve giderken aksilikya o günü cüzdanını işyerinde dolabında unutur çarşıya indiğinde şurdan biraz eve meyve alayım diye manava varır ve birde baksaki cüzdanını işyerinde unutmuş. Hemen döner fabrikaya varır dolaptan cüzdanını alır dönerken bakarki ocakların kapısı açık yahu bunu kim açık bırakmış diyerek elinin ucuyla dokunur kapağı kapatır çeker evine gider. Hasanın ocağın çinde olduğu temzlik yaptığı hiç mi hiç aklına gelmez. Hasan ocağın içinde kalır. Hasan ocağı temizler külünü yanına almış olduğu kovuya doldurur ve ocaktan çıkmak ister birde bakarki ocağın kapısı kapalı ocağın kapağı kapandığı an dışardaki mandal kendiliğiden düşer içerden açılmaz kiliklenir Hasan bunu bildığı için korkmaya başlar ve derki biri bana şaka yapıyor der biraz bekledikten sonra şaka olmadığını anlar ve dahada korkmaya başlar. Zaman ilerledikce korkusu artar ve kendi kendine hayal etmeye başlar. Ya sabah işçiler geldiğinde benim ocakta olduğumu bilmeden ocakları yakarsa halim ne olur diye hayal ederken hanımı ve çocukları aklına gelir. Ben ölürsem onlar bensiz ne yapar diye düşünür korkosu dahada derinleşir. Korkunun telaşıyla elini fırının duvarına tutar işte işte ısınmaya başldı aslında fırın yanmamışdı ama korkuyla heycanla yandığını sanıyordu. Biraz sonra dahada ısınacak yavaş yavaş nefes alamıyacağım sonrada yanmıya başlıyacağım yağlarım eriyecek ellerim büzülecek derilerim kavrulacak çığlğımı kimse duymayacak aman ALLAHIM der ve ALLAH lafsını tenefüs ettiğinde biraz ızdırabı hafifler gibi olur aklına iki rekat namaz kılmak gelir hemen teyemmüm eder iki rekat namaz kılar, dua eder YA RABBI hanımımı çocuklarımı son bir kez daha görmeyi nasip et der. Umudunu yitiren Hasan insanlıktan çıkmış ben burda yanarak öleceğim YA RABBI ne zor ölüm olacak diye feryat ederken Hasanın arkadaşı olan Yusuf o gün şiddetli ve korkulu bir rüya görür aniden sıçırar yatağından kalkar bir hanımına bakar bir çocuğuna bakar ikiside uyuyor ALLAHIM bu ne kabuz bu ne korku ben ne yaptım neyledim der ve o esnada gündüz yaptıklarını hatırlar ve fırının kapağını kapattığı aklına gelir, gelir gelmeyeya hemen (Hasan, Hasan arkadaşım kardeşim Hasan) geliyorum koçum der yerinden fırlar hemen fabrikaya koşar ocağın kapağını açar canından çok sevdiği arkadaşı Hasan ocağın içinde yığılmış kalmış. O beş saatlik ocağın içindeki korku Hasanı eritmiş bitirmiş saçları bem beyaz olmuş gerçek ateşte yanmış gibi eli yüzü buruşmuş gözleri kan çanağına dönmüş beli bükülmüş dili tutlmuş Hasan göz işaretiyle arkadaşı Yusufa beni eve götür dercesine işaret etmiş.Yusuf hemen Hasanı evine götürür evine geldiğinde gözlerini hafif açarak bir hanımına bakmış birde yavrusuna bakmış. Gözlerinden sivlim sivlim yaşlar aka aka ruhunu teslim etmiş. Ölümüne sebep olduğunu zanneden Yusuf arkadaşına dayanamayıp evden çıkar ormanın derinliklerine doğru avazının çıktığı kadar bağırarak koşmuya başlar ve şöyle seslendirir dağlara doğru: Yol verin dağlar yol verin gideyim gayri yaktım Hasanımı nideyim gayri bekliyen yavrulara ne diyeyim gayri yaktım Hasanımı gelemem gayri diye diye uzaklaşan Yusufda bir daha dönmez. Bu acıklı olay yıllarca mahalle sakinlerinde yaşa boğmuş tam aradan 40 sene sonra ak sakallı beli bükük gözü yaşlı bir ihtiyar çıka gelmiş. Mahalleliler amca nerden gelip nere gidersin diye sormuşlar. ytiyar şöyle söylemiş: 40 senedir yanar dururum Hasanın yavrusunu sorarım yaşıyorlarsa elbet bende görürüm Mevlam nasip eyle görmeyi bana der keser ve bu dörtlüden sonra tabiki mahalle halkı Yusufu tanırlar Hasanı yakan Yusuf derler. Hasanın çocuklarını arıyor derler ve gösterirler. Aha şorda oturan yiğit varya o işte Hasanın oğlu derler. Iytiyar Yusuf yavaş yavaş yanına yaklaşır Hasanın yiğidimisin Hasanın kuzusumusun diye sorar. Hasanın oglu evet ihtiyar, bana yanık Hasanın oğlu derler. ytiyar tepeden tırnağa yiğide süze süze bakar ve ihtiyarın göz kuyruklarından ıssızca yaşlar domur domur yanağına doru akar. Bu manzaraya fazla dayanamayan ihtiyar orada yıkılır ELHAMDULILLAH der ve yıkılır

Hayatı son bulur........

Adem Polat

15.04.2003

►5 SAAT IÇERISINDE IHTIYARLIYAN DELIKANLININ HIKAYESI

MUSTAFANIN KADER HIKAYESI

 
 

Ana Sayfa

Ziyaretci Defteri iletisim ^Yukari Cik