Mustafanin Kader Hikayaesi
 
Çocuk´daki Duygu ve Düşüne
Önce sizleri Allah´ın en güzel selamıyla selamlıyorum Selamünaleyküm verahmatullahi ve berekatühi Allah’ın selamı ve bereketi üzerinize olsun hosgeldiniz diyorum. Arkadaşlar anlatacağım konu özellikle gençleri ve de anne babaları ilgilendiren bir konu. Anne baba evlat hakkında neler düşünür, evlat anne baba hakkında neler düşünür? Bakalım bizim zanettiğimiz gibimidir dinleyip görelim.

 Bir çocuk dünyaya geldiği andan üç saat sonra annesini tanır neden tanır anneyi kokusundan tanır.çünkü anneler çok güzel kokarlarda onun için tanırlar,O çocuk üç gün sonrada babasını tanır babayı tanımasının sebebide kan çektiğinden dolayı tanır , Aynı çocuk 3 - ay 3 gün sonrada sevildiğini anlar sevildiğini anladığı için ya gülerek yada çirpınarak sevincini ifade eder, Çocuk 3 ile 9 yaş arasında babam çok biliyor ve çok güçlü der çünkü babasına güvendiği için, Çocuk 10 yaşından sonra biraz birşeyler öğrenir o zaman babam az biliyormuş demiye başlar nedenide kendinin birşeyler bildiğini zannederde ondan, Ne zamanki çocuğun yaşı 14 – 17 olur babam hiç birşey bilmiyormuş der kendisinin çok şeyler bildiğini zanneder Harçlığınıda annesinden zorunan alır hayatı sade bundan ibaret sanar, Ne zamanki yaşı 20 – 25 olur başından bir iki olay geçer zor durumda kalır o zaman babam biraz biliyormuş demiye başlar. Çünkü baba yardımını evlatlarından esirgemiyeceğini anladığı için, Gencin yaşı 30 – 35 olur babası ihtiyarlar kendisi baba olur çoluk çocuk bir taraftan hanımı bir taraftan geçimsıkntısı başlar. O zaman hayatın ne olduğunu öğrenir babam çok çok biliyormuş ve doğruymuş der,babasına ozaman hak verir.işte bir çocukdaki duygu ve düşünce aşamaları böyle gelişir.

 Almanya üzerine 1965 lerden butarafa çok türküler, sazlar,sözler söylendi,Bende viyana´da yaşanmış bir gerçegin Hikayesini anlatıyım. 


Hikayemizin adı.Önce sizleri Allah´ın en güzel selamıyla selamlıyorum Selamünaleyküm verahmatullahi ve berekatühi Allah’ın selamı ve bereketi üzerinize olsun hosgeldiniz diyorum. Arkadaşlar anlatacağım konu özellikle gençleri ve de anne babaları ilgilendiren bir konu. Anne baba evlat hakkında neler düşünür, evlat anne baba hakkında neler düşünür? Bakalım bizim zanettiğimiz gibimidir dinleyip görelim.

 Bir çocuk dünyaya geldiği andan üç saat sonra annesini tanır neden tanır anneyi kokusundan tanır.çünkü anneler çok güzel kokarlarda onun için tanırlar,O çocuk üç gün sonrada babasını tanır babayı tanımasının sebebide kan çektiğinden dolayı tanır , Aynı çocuk 3 - ay 3 gün sonrada sevildiğini anlar sevildiğini anladığı için ya gülerek yada çirpınarak sevincini ifade eder, Çocuk 3 ile 9 yaş arasında babam çok biliyor ve çok güçlü der çünkü babasına güvendiği için, Çocuk 10 yaşından sonra biraz birşeyler öğrenir o zaman babam az biliyormuş demiye başlar nedenide kendinin birşeyler bildiğini zannederde ondan, Ne zamanki çocuğun yaşı 14 – 17 olur babam hiç birşey bilmiyormuş der kendisinin çok şeyler bildiğini zanneder Harçlığınıda annesinden zorunan alır hayatı sade bundan ibaret sanar, Ne zamanki yaşı 20 – 25 olur başından bir iki olay geçer zor durumda kalır o zaman babam biraz biliyormuş demiye başlar. Çünkü baba yardımını evlatlarından esirgemiyeceğini anladığı için, Gencin yaşı 30 – 35 olur babası ihtiyarlar kendisi baba olur çoluk çocuk bir taraftan hanımı bir taraftan geçimsıkntısı başlar. O zaman hayatın ne olduğunu öğrenir babam çok çok biliyormuş ve doğruymuş der,babasına ozaman hak verir.işte bir çocukdaki duygu ve düşünce aşamaları böyle gelişir.

 Almanya üzerine 1965 lerden butarafa çok türküler, sazlar,sözler söylendi,Bende viyana´da yaşanmış bir gerçegin Hikayesini anlatıyım. 


Hikayemizin adı.

MUSTAFANIN KADER HIKAYESI
Sene 1967 Mustafa viyana´da dünyaya gelir Mustafa çok şirinmi şirin sevimlimi sevimli ailede herkes Mustafayi çok seviyor birde ailenin ilk çocuğu olduğu için al bebek gül bebek birazda şimarık büyür. Mustafanın birde Murat isminde küçük kardeşi olur. Anne baba hayaller kurmaya başlarlar Mustafa büyüse evlendirsek torunlarımız olsa ne güzel olur diye hayel kurarlar. Bu arada Mustafa büyür civan gibi bir delikanlı olur bir ikide arkadaş edinir. Fazla zaman geçmeden Mustafa arkadaşlarının sayesinde sigaraya alışır sıgara yetmiyirmuş gibi Mustafa birde eve geç gelmiye başlar. Anne baba bu durumdan çok korkmaya başlarlar nekadarda etme oğlum yapma oğlum geç kalma deselerde bir fayda etmez Mustafa her geçen gün birazdaha eve geç gelmiye başlar. Sonunda Mustafa eve harçlığı bitince gelmiye başlar. Anne baba Mustafanın bu yaptıklarına çok üzülürler.ama ellerinde birşey gelmez Mustafa bir gün yine geç vakit eve gelir, gelir gelmesine ya Mustafa bu sefer zil zurna serhoş gelir annesine acıktım der anne yarı korku yarı heyecan Mustafaya birşeyler hazırlar sofraya getirir Mustafa annesinin hazırlamış olduğu yemeğe şöyle bir bakar yemegi beğenmez bu ne yav bu yenirmi diyerek sofrayi altını üstüne getirir. Mustafanın bu hareketi annenin sanki ciğerine hançer saplamış gibi zoruna gider ve acı verir, Bu yetmiyormuş gibi bir de bağrarak harçlığım yok bana para verin diyede anneyi azarlar bagırır. Zavallı anne tamam sus veriyim baban duymasın der dişinden tırnağından arttırdığı bir kaç kuruşu Mustafaya verir Mustafa alay edercesine bir kahkaha atarak güler bu ne be çocuğamı veriyorsunuz sizin paranızda lazım değil evnizde lazim değil der kapıyı çarpar gider. Neye uğradını bilemiyen anne kum torbası gib yığılır kalır anne yüreği dayanamaz evladinin arkasından Mustafam Mustafam diyerek figan eder ve gözlerinden yağmur gibi indirir. Mustafanın babası içeri odada imiş anne Mustafanin gittiğini Babası anlamsın diye gözlerinin yaşlarını siler içeri odaya girer birde baksaki baba içerde dört büklüm olmuş gözlerini bir noktaya çevirmiş duran babanın yanaklarından göz yaşları sanki yüreğine damliıyordu. Başını hafifce kaldırıp Hanımına bakıp titrek bir sesle duydum, duydum Mustafanın bizi terk edip gittiğini duydum der gözlerini yumar sanki babanin gözyaşları taa yüreğinden geliyordu. Boşamı demişler ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar (bende diyorum´ki Baba´lar aglarsa yürekden aglar) Mustafanın babasıda o gün taa yürekten ağlamış. Annenin babanın ağıdına uyanan küçük Murat gözlerini ufalıyarak odasından çikar gelir bakarki babası ağlıyor annesine sorar anne anne babam niye ağlıyor hani babalar hiç ağlamazdı diye sorar dayanamıyan baba küçük Murata sarılır bağrına basar yavrum abin bizi yıktı yıktı diyerek ağlıyan babanın gözyaşları küçük Muratın yanaklarına damlıyordu. Bu durum karşısında anne kendinden geçiyordu. aradan tam üç ay geçmişti Mustafa ölümü sağmı haber alınamamıştı babanın gözlerine uyku girmiyordu geceleri kalkıp Mustafanın yatağına bakıyordu Mustafanın yatağını boş gördükce gözleri domur domur dolup geliyordu. Babanın göz yaşları artık hiç kurumuyordu. Mustafanın dolapdaki elbiselerini koklayip ağlıyordu. Baba gece gündüz Mustafayı arıyordu ıssız bir köşede bir insan gölgesi görse yüreği cız ediyordu Mustafam diye gözlerini yumdu düşünüyordu ve o esnada hafifce daldi rüya gördü o parkda yatanlardan biri elini uzatıp baba diye ağladığını gördü hemen sıçradı yerinden kalktı oğlum oğlum dedi parka dogru koştu yanlarına yaklaştı hepside uyuyordu dişarısı çok soğuktu ayaz kesiyordu kafaları yüzleri sariliydi kimse tanınmıyordu digerleride mustafa gibi ya evden kaçmıştı yada evsizdi,baba ümitsizce döndü eve doğru yürüdü içinden bir ses git git yanlarına diyordu çünkü kan çekiyordu üçüncüye yine yaklaştı yarı ümit yarı heyecan birinin başından ceketi hafifce çekti ve ne görse, iki tane soluk göz ışıldadı baba babam diye seslendi o işte Mustafaydı. Üşümüştü acıkmıştı ve Mustafa bitmişti. Yavrusunu bitkin halde bulan babanın sanki kalbi duracakmış gibi oldu. Baba, yavrum guzum dedi Mustafasına sarıldı babanın gözleri doldu geldi yiğit baba yavrusunu sırtladı aldı eve getirdi. Mustafayı ohalde gören anne koyun gibi Mustafam diye meliyordu bağrına basıp kokluyordu. Mustafanın halini gören baba yüreğine indirmişti. Ve Mustafayı yatağına yatırırlar yukarda dedik ya Mustafa bitkindi mustafa aç dı mustafa üşümüştü Mustafaya birşeyler oluyordu takatı kalmamıştı,annesine ve babasına göz işareti ile kendisine sımsıkı sarılmalarını istiyordu dayanamıyorum diyordu. anne ve baba Mustafaya sımsıkı sarıldılar ikisi birden Mustafam kuzum dediler o anda Mustafanın gözyaşları incitanesi gibi ılık ılık akıyordu. Mustafa annenin ve babanın kolları arasında gözlerine baka baka ruhunu teslim eder,

 

Bu olaydan etkilenen anne kafayi bozar mustafam gelecek diye O günden sonra mustafanin ismini hiç agzından düşürmez, Baba ise yüreğine indirmiş ogün bugün hiç konuşmaz.

 

 

 

Adem Polat

22.11.2004

►5 SAAT IÇERISINDE IHTIYARLIYAN DELIKANLININ HIKAYESI

MUSTAFANIN KADER HIKAYESI

 
 

Ana Sayfa

Ziyaretci Defteri iletisim ^Yukari Cik